İşaret Dili
Emine Kıvcı Biçim | İşaret Dili Eğitmeni ve Tercümanı
Yani, bir dil bir insan ise, bir dil 466 milyon işitme engelli demektir.
Merhaba Sevgili Dostlar,
Bugün sizlere küçük yaşta öğrendiğim, benim Türkçe’den sonra ana dilim dediğim ve eğitimini de verdiğim işaret dilinin tarihçesinden bahsetmek istiyorum.
İşaret dili işitme engelli bireylerin kendi aralarında iletişim kurarken kullandıkları el hareketleri ve yüz mimiklerinden oluşan görsel bir dildir. Konuşma dili gibi karmaşık ve zengin bir yapıya sahip olup hem soyut hem de somut kavramları içermektedir.
Dünyada yapılan bilimsel araştırmalara göre 100’e yakın işaret dili vardır. Başta tüm dünyada kullanılan uluslararası kabul edilen parmak alfabesi zamanla ülkelere göre küçük değişiklikler göstermiş ve her ülke farklı işaret diline sahip olmuştur. Fakat bu durum iletişimde herhangi bir sorun yaratmamaktadır.
Türkiye’de işaret dilinin varlığı bilinenden çok eskiye dayanmaktadır. Hititlilerden bu yana 3500 senedir Anadolu ve çevresinde işitme engelliler ile sağırların olduğu ve elleriyle iletişim kurduklarına dair bilgiler vardır.
Hatta Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman’nın işaret dili bildiği ve halka hitap ederken yanlarında tercüman bulundurdukları da bilgiler arasındadır.
Resmi kayıtlara göre, Türkiye’de ilk Sağır ve Dilsizler Okulu, 2. Abdülhamit Döneminde 30 Eylül 1889 yılında kurulan “Yıldız Sağırlar Okulu”dur. Kendi annem ve babam da bu okulda okumuş temel dersler ile işaret dili eğitimlerini alındıktan sonra mezun olmuş ve sonrasında da evlenmişlerdir. Bu okul şimdi “Yıldız Teknik Üniversitesi” olarak eğitim ve öğretime devam etmektedir.
1953 yılında ülke çapında işaret dili eğitimi yasaklanmış ve 1992 yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde hiç bir çalışma yapılmamıştır. Bunun en önemli nedeni işitme engelli çocukları sözel eğitime yönlendirmek ve konuşmaya teşvik etmek gibi iyi bir düşüncedir ama zaman içerisinde bu çocukların iletişim kurmakta zorlandığı ve daha çok içine kapandığı gözlenmiştir.
İşaret dilinin ülkemizde yasaklanmasıyla Türkiye 60 yıl geriye giderken, bir çok ülkede gelişmiş ve yaygınlaşmıştır.
MEB 1992 yılında işitme engelliler okullarını kapsayan bir çalışma yaparak tecrübeli öğretmenleri Ankara’da toplamış işaret dili kılavuzu hazırlayarak 1995 yılında yayınlamıştır.
2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı ”Özürlüler Kanunu” ile işaret Dili serbest bırakılmış bu konuda çalışma yapma yetkisi Türk Dil Kurumuna verilmiştir.
2016-2017 yıllından itibaren ise işitme engelliler ilkokullarında 1. sınıftan itibaren Türk işaret dili dersi okutulması kararı alınmıştır.
Son olarak 2015 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Türk işaret dilinin dil yapısı hakkında çalışmalar yapılmış olup “Türk İşaret Dili Dil Bilgisi Kitabı” yayınlanmıştır.
MEB 1992 yılında işitme engelliler okullarını kapsayan bir çalışma yaparak tecrübeli öğretmenleri Ankara’da toplamış işaret dili kılavuzu hazırlayarak 1995 yılında yayınlamıştır.
2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı “Özürlüler Kanunu” ile işaret dili serbest bırakılmış bu konuda çalışma yapma yetkisi Türk Dil Kurumuna verilmiştir.
2016-2017 yıllından itibaren ise işitme engelliler ilkokullarında 1. sınıftan itibaren Türk işaret dili dersi okutulması kararı alınmıştır.
Son olarak 2015 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Türk işaret dilinin dil yapısı hakkında çalışmalar yapılmış olup “Türk İşaret Dili Dil Bilgisi Kitabı” yayınlanmıştır. Türk işaret dili Türkiye’de ve KKTC’de işitme engelliler tarafından kullanılan bir dildir
Son yıllarda iyice popüler olan işaret dili özel kurs merkezleri ya da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Halk Eğitim Merkezleri ile Busmekler de 120 saat ve 200 saat olmak üzere usta öğreticiler tarafından 2 kademede verilmektedir. Fakat her işaret dili sertifikasına sahip olanlar bu işi asla yapmamalıdır.
Tecrübeli ellerden öğrenmek işaret dilini doğru kullanma, doğru anlama ve doğru aktarma açısından çok önemlidir yoksa zaman içerisinde yapısı bozulur ve anlamını yitirir.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan işitme kaybı taramalarında, Türkiye’de yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin yeni doğan bebekten, 2.500’e yakın kısmında işitme kaybına rastladığı ayrıca 2018 yılında yapılan çalışmalarda Türkiye’de 2,2 milyona yakın işitme engellinin olduğu belirtilmiştir.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi çalışmalarına göre de Dünya’da 34 milyonu çocuk olmak üzere 466 milyon işitme engelli vardır.
Yani, bir dil bir insan ise, bir dil 466 milyon işitme engelli demektir.
Sevgiyle kalın.
Emine Kıvcı BİÇİM
İşaret Dili Eğitmeni ve Tercümanı