Koçlukta Duyguların Yeri

Admin tarafından tarihinde yayınlandı

M. Murat Bakım – Mali Müşavir, CMC-Yönetim Danışmanı, Profesyonel Koç


Son yıllarda koçluklarımda, eğitimlerimde ya da danışmanlık projelerimizin bir parçası olan işe alımlarda bir araya gelmek durumunda olduğum kişilere, hem onları tanımak, hem de onlara küçükte olsa bir ayna tutmak amacıyla güçlü ve zayıf yönler konusunda sohbet konuları açıyorum. Bu kısa sohbetlerde beni en çok şaşırtan sonuç, kişilerin kendi zayıf yönlerini ifade ederken Duygusal Olmayı ya da Duygusallığı belirtmeleri olmaktadır. Sohbeti biraz derinleştirince kastettiklerinin iki noktada toplandığını tespit edebiliyorum. Bir, kararlarını alırken duyguları ile hareket ettikleri; iki, duyguları ile hareket ettikleri için bundan zarar gördükleri ya da karşılarındaki insanların bunları kullandığını ve kendilerine zarar verdikleri yönünde. Buraya kadar her şey normal. Normal olmayan duyguları ile hareket etmenin zayıf yön olarak bilinmesi ya da ifade edilmesidir. Halbuki insanın bir mekanizma olarak işleyişinde var olan bir gerçeklik, yani davranışlarımıza duygularımızın yön vermesidir. Esas farkında olunması ve bilinmesi gereken de bu. Koçluk ilişkisinde koçun rolü de tam burada başlıyor. Duygusal farkındalığı ve duyguları yönetme bilincini yaratmaya destek olmak.

Duygular, insan yaşamının en temel, en etkili ve en belirleyici unsurlarındandır. Bilimsel araştırmalar, kararlarımızın büyük bir bölümünü duygularımıza dayalı olarak verdiğimizi ortaya koymaktadır. Zihin ve bedenin ayrılmaz bir parçası olan duygular, düşüncelerimizi, davranışlarımızı ve ilişkilerimizi şekillendirir. Bu bağlamda, koçluk pratiği içinde duygulara yer vermek, yalnızca etkili sonuçlar üretmekle kalmaz, aynı zamanda kişinin içsel dönüşümünü de destekler.

“Günümüzde birçok insan kavramsal olarak duygunun ne olduğunu bilmeden yaşıyor” dersem yanlış bir şey söylemiş olmam. Öyleyse başlangıç olarak kavramsal olarak duyguya yaklaşmak bu yazımın verimini artırabilir.

Duygu, (emotion) sözcüğünün kökü motere’dir. Latince hareket etmek anlamına gelen fiile “e-” ön eki getirildiğinde anlam uzaklaşmak olur ki bu, her duygunun bir harekete yönelttiği fikrini vermektedir.

1500’lü yıllarda yaşamış filozof ve matematikçi Descartes duygu ile ilgili ilk somut ifadeleri kullanmış ve tariflerde bulunmuştur. Descartes’ a göre “duygu” kavramı, kanı ve inanç kavramlarına yakındır. Nitekim Descartes şöyle yazar: “Bizim duygularımıza iyice ters düşen duyguları benimsemiş olanlar, bu yüzden, barbar ya da vahşi değildirler“. Ama Descartes ilkin, duyguyu duyumun eşanlamlısı olarak ele alır: “Acıyı, rengi ve öteki duyguları açık ve seçik olarak biliriz”. Öte yandan, Descartes için, duygunun dereceleri vardır, bu konuda şöyle der: Hayvanlar “duygunun ilk derecesinden yukarıya çıkamazlar. Bu derece ruhların basit hareketi, organik bir duyudur, hiçbir düşünce gerektirmeksizin, öteki hareketleri başlatır.” Oysa duygu, ruh ile bedenin birliğinden kaynaklanır ve bireyin kendinde denediği şeydir. Descartes şöyle der: “Bundan başka, kendimizde denediğimiz bazı şeyler de vardır ki yalnızca ruha ya da yalnızca bedene değil, ruh ile beden arasındaki sıkı birliğe mal edilmeleri gerekir […] bütün duygular böyledir. […] Yani duygu “ruh ve bedenin sıkı birliğidir”.

Duygu alanındaki en önemli araştırmalar, “Duygusal Zekâ” kavramını da ilk ortaya koyan Daniel Goleman’a aittir. Goleman Goleman duyguyu şu şekilde tanımlar; “Duygu, bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi”.

1.Sevgi
2.Korku
1.Korku
2.Öfke
3.Üzüntü
4.Mutluluk
1.Korku
2.Öfke
3.Üzüntü
4.Mutluluk
5.Hayret
6.Tiksinme
7.Küçük Görme
1.Korku
2.Öfke
3.Üzüntü
4.Mutluluk
5.Hayret
6.Tiksinme
7.Küçük Görme
8.Utanma
9.Nötr

Görüldüğü gibi duygu, insanı harekete geçiren bir hareket enerjisidir. Burada karşımıza duygu ile ilgili tanımlamalar ve tasnifler karşımıza çıkar. Şöyle ki;

BAŞLICA DUYGULARIMIZ

ACIEMPATİKKORKUSERSEM
ACIMAENDİŞEMAHCUBİYETSEVECEN
AÇLIKENERJİKMEMNUNİYETSEVGİ
ARADA KALMAKGERGİNLİKMİNNETTARLIKSIKINTI
AŞKGURURMUTLULUKSİNİRLİ
BAĞIMSIZLIKHEYECANMUZİPSUÇLULUK
BAŞARIHIRSNEFRETŞAŞKINLIK
BIKKINLIKHUZURNEŞEŞEFKAT
BİLGİLİHÜZÜNNÖTRTAHAMMÜL
BİLİNÇLİİĞRENMEÖFKETELAŞ
BİTKİNLİKİHTİRASÖZGÜRLÜKTEMİZLİK
BUNALMAKİNCİNMİŞÖZLEMTİKSİNME
CANLILIKKAYGIPİŞMANLIKUKALALIK
COŞKUKEDERREZALETUTANMAK
ÇARESİZLİKKENDİNİ BEĞENMESABIRUYKUSUZLUK
DAĞINIKLIKKIRGINSAFÜZÜNTÜ
DUYGUSALKIZGINSALDIRGANYANLIZLIK
DÜŞÜNCELİKİBİRSEMPATİKYORGUNLUK
Belki tabloda benim unuttuğum duygular olabilir sizlerde ekleyebilirsiniz.
(Bkz.Bu konuda en önemli ve yararlı çalışma, Plutchik’in Duygu Çiçeği çalışmasıdır.)

Duygular, motivasyonun temel yapı taşlarıdır. İlham, heyecan, bağlılık gibi olumlu duygular harekete geçirici olurken, korku, suçluluk ya da kaygı gibi duygular motivasyonu baskılayabilir.

Koçlar için duygularla çalışmak, danışanın gerçek motivasyon kaynaklarını keşfetmesini sağlar. Bu da sürdürülebilir hedeflere ulaşmanın anahtarıdır.

Duyguları bilmek bir insana nasıl katkı sağlar? Bir danışanına duygusal farkındalık durumu yaşatmak bir koç için neden önemlidir? Asıl cevap bekleyen sorularımız bunlardır.

Bu soruların kısa cevabı şu; tanımadan ya da tanımlayamadan farkında olamazsın, farkında olamazsan da düzenleyemezsin.

Her insan, günlük yaşamında bilinçli ya da bilinçsiz şekilde yüzlerce karar alır. Bu kararların büyük çoğunluğu, duyguların rehberliğinde gerçekleşir. Nörobilim çalışmaları, limbik sistemin (duygu merkezi) karar alma süreçlerinde kritik bir rol oynadığını göstermektedir.

Olumlu duygular (mutluluk, umut, güven), bireyin potansiyelini ortaya koymasını desteklerken, olumsuz duygular (korku, öfke, kaygı), kişinin savunmaya geçmesine neden olabilir.

Koçluk sürecinde duyguların bu yönüyle ele alınması, danışanın içsel yönelimlerini anlamasına, ihtiyaçlarını fark etmesine ve daha sağlıklı seçimler yapmasına olanak tanır.

Duyguların farkında olmak, kişinin yaşadığı duyguyu anı anına tanıyabilmesi ve bu duygunun kaynağını ayırt edebilmesidir. Bu yetkinlik, koçluk sürecinde hem danışanın hem de koçun duygusal zekâsını aktive eder.

Bir duygunun farkında olmak:

  • Onu bastırmadan gözlemlemek,
  • Yargılamadan kabul etmek,
  • Bedenle ilişkisini anlamak,
  • Davranışlara etkisini çözümlemek anlamına gelir.

Koçlar için bu yetkinlik, danışanın duygusal içgörüsünü geliştirmesi açısından hayati öneme sahiptir.

Duygu düzenleme, kişinin bir duyguyu değiştirmesi, dönüştürmesi veya yönetmesi becerisidir. Koçlukta bu kavram, danışanın bir duygunun etkisinde savrulmadan karar verebilmesi, iletişim kurabilmesi ve aksiyona geçebilmesi için gereklidir.

M. Murat Bakım – Mali Müşavir, CMC-Yönetim Danışmanı, Profesyonel Koç