Ergen Ebeveyni Olmak

Admin tarafından tarihinde yayınlandı

Ergenlik bireyin kendini bulma yolculuğudur. Kendini ve kimliğini keşfetme sürecinde olan bireyin bu dönemde öz fakındalığı da gelişir. Değerlerini, ilgi alanlarını, yeteneklerini ve hedeflerini daha iyi anlamaya başlayıp kariyer planlarını oluşturur.

GÜLŞAH ÇİDEM – Rehber Öğretmen, Profesyonel Koç

@gulsahcidemkocluk

Ergenlik dönemi bireyin fiziksel, duygusal ve psikolojik olarak değişimlere uğradığı bir süreçtir. Ergenler hızla büyüyen ve değişen bedene uyum sağlarken duygusal olarak daha karmaşık hale gelirler. Kendilerini ve çevrelerini anlamaya çalışırken sık sık duygusal dalgalanmalar yaşayabilirler.

Ergenlik bireyin kendini bulma yolculuğudur. Kendini ve kimliğini keşfetme sürecinde olan bireyin bu dönemde öz fakındalığı da gelişir. Değerlerini, ilgi alanlarını, yeteneklerini ve hedeflerini daha iyi anlamaya başlayıp kariyer planlarını oluşturur. Kişisel yaşam planını oluştururken bağımsızlık duygusunu çok yoğun bir şekilde yaşar. Bu dönemde ergen, düşünce alanında, öğrenme yetilerinde, sanatsal yaratıcılıkta, sosyalleşmede akıl almaz gelişimler gösteririr. Yapılanma halindeki bir beden, kalp ve beyne sahiptir. Biyolojik olarak beynin karar verme, planlama, düzenleme, dürtü kontrolü gibi yetileri prefrontal korteks (önalın) bölgesinde gelişir. Ancak ergenlik sürecinde olan bireyin önalın bölgesi henüz tam olarak gelişmediği için bazen tutarlılıktan uzak hızlı ve tehlikeli kararlar alması, uygun olamayan sınırları zorlayan davranışlar sergilemesi onun için oldukça doğaldır. Ergen bedeni ve beyni tam kapasite çalışan bir fabrika gibidir.

Yetişkinliğe adım atılan bu dönem hem zorlu hem de gelişim açısından kritik bir dönemdir. Kendisiyle ve çevresiyle sürekli olarak iletişim halinde olan ergenin dış dünyaya açılma isteğini her zamankinden daha yoğun hisseder. Sosyal uyaranlara, karşı konulamaz bir istek duyar. Aşırı sosyalleşme, aidiyet duygusu ve sosyal satatü kazanma dürtüsü neredeyse bir varoluş biçimine dönüşür. En önemli meseleleri akran ilişkileridir. Gelecekte olmak istediği kişiye dönüşmek için sosyal kimliğini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Bununla birlikte görülme, duyulma, beğenilme ve anlaşılma dürtüsünden kaynaklı kendisine zarar verebilecek risk grubundaki akranlarıyla birlikte tahlike barındıran davranışlarda bulunabilir. Özellikle sağlıklı sınırlara sahip olamayan gençlerde yaşamlarında iz bırakan olumsuz deneyimler yaşaması kaçınılmazdır.

Uzun zamandır ergenlerle çalışan bir uzman ve eğitim bilimci olarak gençlerin kişisel yaşamlarınının dönüm noktası olarak ifade ettikleri ergenlik sürecinin gelecekte nasıl bir insan olarak yaşayacaklarını belirleyen krirtik bir dönem olduğunu vurgulamaya çalıştım. Ergeni tüm yönleriyle anlamaya çalışmak ebeveynlerin ve eğitimcilerin en önemli sorumluluklarından biri oldğunu düşünüyorum. Evin içinde hızla büyüyen bir ergen çocuğa sahip olmak tüm ailenin de değişim ve dönüşümünü içinde barındırır. Evin ve ebeveyninin güvenli kontrol alanından uzaklaşıp dış dünyaya yaşamının kapılarını sonuna kadar açan bireyin değişimine hazır olamayan anne babalar (diğer aile bireyleri ) iletişim yaraları alıyorlar. Çocuğunun büyümesine eşlik etmek ve onunla uyumlanmak anne babalar için bazen zorlayıcı olabiliyor. Ancak bu kişilik virajında gençler; destekleyici tutum ve olumlu iletişim kurabilecekleri, anlaşıldıklarını hissetmeyi ve güvenli bir psikolojik alana ihtiyaç duyuyorlar.

Yargılanmaktan, kıyaslanmaktan hiç hoşlanmıyor ve baskıcı, cezalandırıcı tutumların onları daha öfkeli hissettirdiğini söylüyorlar. Ailerini tarafından oldukları gibi kabul görmeyi istiyorlar. Sağlıklı tercihler yapması ve doğru kararlar alabilmesi için kendi yaşamlarında inisiyatif kullanmayı talep ediyorlar. Kısacası ebeveynlerini duygusal olarak yanlarında hissetmek istiyorlar.

Ergen ebeveyni olmak; biraz sabır, bolca SEVGİ, şefkat ve anlayış gerektiriyor. Ergen çocuğa sahip olmak demek; küçükken ellerini sıkı sıkı tutup tüm tehlikelerden korumaya çalıştığımız çocuklarımızı yüreklerinden sıkıca sarmalayıp güvenle geleceğe hazırlamak demek. Anne babasını her koşulda yanında hisseden, aile desteği ve sevgisini alabilen, hatalar yapmasına fırsat verilip kendi hatalarından öğrenebilen genç, kendi yaşamının değişim mimarı olabiliyor. Gencin ilgi,yetenek ve değerleri doğrultusunda desteklenip potansiyelini performansa dönüştürmesinin önünü açılınca akademik başarı da hayat başarısı da geliyor. Sevgili anne babalar çocuklarımız çoğunlukla bizi dinlemez, bizi izlerler. O nedenle bizler doğru rol model olmaya gayret etmeliyiz. Her gün yaşam sahnesinde bizi izleyen ve takip eden birilerinin olduğunu unutmamalıyız.

Büyüyen ve değişen çocuklarınızla yeniden tanışın, yeniden bağ kurun ve hangi yaşta olurlarsa olsunlar sevgi depolarını hep dolu tutun.

Sevgiler..

GÜLŞAH ÇİDEM

Rehber Öğretmen, Profesyonel Koç

Koru Coaching Magazine, 8. Sayı, 2024 Ekim