Ergenin Kimlik Arayışında Ebeveyn Yaklaşımlarının Rolü

“Kaygı ise bulaşıcı bir duygu olup, bu kaygıyla ebeveynlerin bazıları sıkı kurallarla otoriterleşirken, bazıları aşırı müsamahakâr, kuralsız ve sınırsız bir alan oluşturur; bazıları ise arada kalır ve duruma göre bazen kuralcı, bazen sınırsız bir tablo oluşturarak ergenlerdeki kimlik arayışını “kimlik karmaşası“na dönüştürür.”
ÖZLEM AKTAŞ – Eğitimci ICF Onaylı Profesyonel Koç
Ergenlik pek çok fiziksel, duygusal ve bilişsel değişimin yaşandığı, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Bu dönemde gözle görülür pek çok farklılıkla beraber, çocukluktaki rol model olan anne – babanın yerini akran ilişkileri alır.
Bedensel ve duygusal değişimlere ayak uydurmaya çalışan birey, ergenlikle beraber aslında bir tür keşif yolculuğuna çıkar. İlgi ve beklentilerinin şekillendiği bu dönemde kendini tanımak, ihtiyaçlarını fark etmek, değişime ayak uydurabilmek, sosyal ilişkileri yürütebilmek ve özerkleşebilmek için kimlik arayışı ve bağımsızlık çabasına girer.
Bu arayış küçük şeyleri problem yapma, çabuk kızma, eleştiriye/nasihate sert tepkiler verme, fiziki görünümü aşırı önemseme/hatta sorun etme, aşırı şekilde akran yönelimi, medyatik ünlülere özenti, akademik başarıda düşüş, oda dağınıklığı, duvarlarda posterler, yüksek sesle müzik dinleme, ekran bağımlılığı, modayı sıkı takip gibi davranışlar şeklinde kendini gösterebilir.
İşte bu noktadaki değişim ebeveynlerde kontrolü kaybetme korkusuyla birlikte kaygıya neden olur. Oğlumla/kızımla çok güzel bir ilişkimiz vardı, ne olduğunu anlayamadım, odasına kapanıyor, saatlerce çıkmıyor, konuşmak istemiyor, yalnız kalmak istiyor, “Çocuğum elimden kayıp gidiyormuş gibi hissediyorum” diyerek kaygılarını dile getirirler.
Kaygı ise bulaşıcı bir duygu olup, bu kaygıyla ebeveynlerin bazıları sıkı kurallarla otoriterleşirken, bazıları aşırı müsamahakâr, kuralsız ve sınırsız bir alan oluşturur ; bazıları ise arada kalır ve duruma göre bazen kuralcı, bazen sınırsız bir tablo oluşturarak ergenlerde ki kimlik arayışını “kimlik karmaşası“na dönüştürür.
Peki ergen kimlik karmaşasından çıkamadığında ne olur?
“İnsanlara yaklaşmada ve sıkı ilişkiler kurmada başarısızlık gösterir ve bunun sonucunda yalnızlık çeker. Uygun olmayan kişilerle arkadaşlık yapar. Çalışamaz, kendini bir işe veremez, dikkatini toplama güçlüğü görülür. Zor işlerden kaçar, yeteneklerine uymayan işlerde kendini tüketir. Ailenin ve toplumun onaylamadığı rollere girer.” ifadeleriyle özetlemiştir kimlik karmaşasının sonuçlarını, Ericsson.
NESİLDEN NESİLE AKTARILAN EBEVEYNLİK STİLLERİ
Doğduğu andan itibaren çevresinde ki her şeyden etkilenen çocukların gelişim döneminde sergilenen tutum ve davranışlarla bireyselleşme ve kimlik arayışına doğrudan etki eden her ailenin kendine özgü bir kimliği ve kuralları vardır. Ebeveynin çocuğuyla etkileşimi, onu büyütürken kullandığı davranış, tutum ve yaklaşımlar ile çocuklara tepki verme ve onlardan talepte bulunma aşamaları ile ebeveynin kendisinin büyüme biçimi, karakteri ve yaşam tarzı ailedeki kimlik ve kuralları yani ebeveynlik stillerini oluşturur. Zira ebeveynlik fizyolojik bir gelişim olup beynin limbik devrelerinin çocuklukta nasıl programlandığı, duygusal ve bağlanma devrelerinin nasıl kurulduğu meselesidir. Burada kastedilen de çocuğunu sevmek veya sevmemek değil, çocukların kabul, onaylanma ve takdir ihtiyaçları karşısında ebeveynin çocuğa koşulsuz kabul hissini ne derece ilettiği meselesidir, yani sevgisinin bir çeşit kendi kişiliğinden süzülerek çocuğuna yansımasından bahsediyoruz. Dolayısıyla ebeveynlik bir nesiller aktarımıdır, yani benim başarılı olamıyorum, hafta sonu eve gittiğimde eve almıyor, notlarını düzelt de ebeveynimle olan etkileşimim çerçevesinde oluşan program, benimle çocuğum arasında da işler, dolayısıyla benim ve ebeveynim arasında çözülememiş her şey çocuğumu da etkiler.
Bu yüzden ergenin sorunlarını anlayabilmek için onu ailesiyle birlikte değerlendirmeli, hangi ebeveynlik stilinin uygulandığına bakılmalıdır, çünkü ergen çocuğu konusunda destekihtiyacı duyan ebeveynlerin büyük ihtimalle kendi içlerinde de sorunları vardır. Çocuklarailenin aynasıdır.
EBEVEYNLİK STİLLERİNE GÖRE ERGEN TABLOLARI
Tablo-1 : Baskıcı/Otoriter Aile
Lise 1. sınıf öğrencisi Ferit, çiftçi bir babanın yıllık gelirinin yarısını vererek özel okulda yatılı okuttuğu ailenin tek erkek çocuğuydu. Ferit, kendisiyle yapılan görüşmede hayatını anlamsız bulduğunu, zevk alamadığını, kendini derslere veremediğini söyledi. Ailesiyle ilişkileri sorulduğunda, babam beni sevmiyor çünkü derslerimde başarılıolamıyorum, hafta sonu eve gittiğimde eve almıyor, notlarını düzelt de gel diyor, ağlayarak okula geri dönüyorum, dedi. Durumun ciddiyeti dolayısıyla ertesi gün babayla görüşüldü. Babaya, oğlunu seviyor musun, diye sorulduğunda, “sevmez olur muyum hocam, şımarıp derslerini ihmal etmesin, okusun adam olsun diye özel okula verdim, sırf bunun için uğraşıyorum” dedi.
Babaya mevcut katı tutumun Ferit’e iyi gelmediği, değiştirmesi gerektiği söylendi ama baba ikna olmadı. Maalesef babayla görüşmeden iki hafta sonra Ferit;in vefat haberi geldi. Baba derin üzüntü ve çok büyük bir pişmanlık yaşadı bu kadar baskıcı ve otoriter olduğu için ancak son pişmanlık fayda vermedi.
Burada ki tablo, baskıcı/otoriter bir babanın güç ve otorite uygulayarak, çocukla ilgili aldığı kararların gerekçesini çocuğuna açıklamadan, kural ve sınırlar koyarak, aldığı karar vebu kararın sonrasında kırılgan, özgüvensiz ve hayatı anlamsız gören ergen olarak şekilleniyor.
Tablo-2: Musamahakar/Kuralsız Aile
15 yaşındaki Ayşe hiçbir şekilde sorumluluk almayan, her işinin annesi yada babası tarafından planlanıp yapılması gerektiğini düşünen, her yere ebeveynlerinden biriyle gitmek isteyen bir öğrenciydi. Yapılan görüşmede Ayşe kimsenin kendisini anlamadığını, iletişim kurmakta zorlandığını, mutlaka birinin yardımına ihtiyacı olduğunu, ne evde ne de okulda sorumluluk alamayacağını söyledi. Ailesiyle ilişkileri sorulduğunda annem-babam daha geçen seneye kadar beni çok seviyordu, hiçbir iş yaptırmazlardı bana, şimdi ise yapmadığım için kızıyorlar, bencil olduğumu söylüyorlar. Onları gerçekten anlayamıyorum, diyor.
Burada ki tablo da ise müsamahakar/ kuralsız bir ailenin ilk etapta çocuğu merkeze alarak her istediğini yapan, onun her ihtiyacını karşılayan bunun neticesinde ise kendini yetersiz, bağımlı hisseden, sorumluluk alamayan ve ebeveynlerinden ayrışamamış bir ergen görüyoruz.
Tablo-3: İlgisiz Aile
16 yaşındaki Alper zararlı alışkanlıklar edinmiş, okul dışında bir çeteye dahil olarak yasal olmayan işler yapan bir ergen. Yapılan görüşmede Alper, varlığının kimsenin umurunda olmadığını, kendisini değersiz hissettiğini, hayata çokta anlam yüklemenin anlamsız olduğunu söyledi. Ailesiyle ilişkileri sorulduğunda ben annemin babamın umurunda bile değilim, onlar yalnızca sorun çıkardığım zaman benimle ilgilenirler, dedi. Ailesine sorulduğunda ise hocam yediği önünde yemediği ardında, her şeyi var, nankör bir çocuk, sürekli sorun çıkarıyor şeklinde anlattılar Alper’i…
Buradaki tabloda da çocuk sorun çıkarmadıkça çocukla ilgilenmeyen, ilgi, sevgi göstermeyen, çocuğuyla ilişki kurmayan ilgisiz bir aile ve zararlı alışkanlıklar edinmiş, kötü arkadaşlıklar kurarak suça meyilli bir ergen görüyoruz.
Tablo-4: Demokrat Aile
Demokrat aile tipinde ise koşulsuz olumlu kabul ebeveyn – çocuk arasındaki ilişkinin en temel yapı taşıdır. Her durumda anne babaların çocuğun yanında olduğunu hissettirmesi, ona güvenmesi, onu farklı özellikleriyle benimseyip kabullenmesi esastır. Yalnızca başarılı ve uyumlu olduğunda değil, başarısız olduğunda ya da işler yolunda gitmediğinde de sevildiğini ve kabul gördüğünü bilen, hisseden ergenin kendine olan güveni gelişecek, bu çerçevede sorumluluklarını yerine getirme olasılığı artacaktır. Kendini tanıyan, beceri ve yeteneklerinin farkında olan ergen, yetişkin olduğunda da sağlıklı ilişkiler kurabilen, mutlu ve kendini seven bir birey olacaktır. Özerk ve özdenetimi yüksek bireyleri de, özerk ve özdenetimi yüksek ebeveynler yetiştirecektir.
İşte tamda burada Çocuk Koçu, bir yandan çocuğun kendini tanıması, duygularını fark etmesi ve düzenlemesi, sorumluluk alması, çözüm odaklı olması gibi konulara çalışırken; diğer yandan ebeveynin kendini ve ergenlik öncesi mümkün olan en erken zamanda ebeveynlik stilini fark etmesine yönelik çalışır.
ÖZLEM AKTAŞ
Eğitimci ICF Onaylı Profesyonel Koç
KULLANILAN KAYNAKLAR
1. G.Mate, Vücudunuz Hayır Diyorsa
2. G.Mate, Çocuklarınıza Tutunun
3. A.Çankırılı, Sorunlarıyla, Çözümleriyle Ergenlik Çağı
4. A.Çankırılı,Kötü Çocuk Yoktur
5. A.Çankırılı,Çocuklara Söz Geçirme Sanatı
6. Madalyonklinik.com, Aralık24, 2022
7. B.Semrrci, Aile Tutumlarının Ergene Etkisi, B.Semerci
Koru Coaching Magazine, 8. Sayı, 2024 Ekim