Koç Desteği İle Çalışma Alışkanlığı Kazanmak

Admin tarafından tarihinde yayınlandı

Her öğrencinin ders çalışma yöntemi birbirinden farklıdır. Önemli olan kendisi için en doğru yöntemi bulabilmesidir. Bazı öğrenciler görsel, bazıları işitsel, bazıları ise dokunsaldır. Bazı çocuk öğrendiklerini tekrarlarken yazmak, zihin haritalarına oturtmak, özetlemek ister ve onu görsel hafızasına yükler… bazı çocuklar ise yüksek sesle okuyarak, kendisi de ayna karşısında anlatarak, anlattığını duyarak hafızasına alır…

Yonca Türker, MYK Belgeli Profesyonel Koç

Çocuklarımız bizim her şeyimiz ve onların mutlu olması bizim en temel isteğimiz… Hayatta başarılı olsunlar, hedeflerine ulaşsınlar, maddi manevi olarak gelecek kaygıları olmadan bir ömür sürsünler istiyoruz… Bunun için de çok iyi okullarda okuyup pırıl pırıl bir özgeçmişleri olsun ve her yönüyle geleceğe hazır olsun diye çaba gösteriyoruz.

Bugüne dek okulda öğretmen-veli-öğrenci üçgeninin çok önemli olduğu vurgulandı, çocuğun gelişimi için veli ile öğretmenin iletişim içinde olması gerektiği ve öğrencinin gelişiminin yakından takip edilmesi hedeflendi. Bununla birlikte son yıllarda öğrenci koçu ile çalışmanın değeri fark edildi.

Öğrenci koçları öğretmen-veli-öğrenci üçgeninin tam ortasında yer alıyor ve her birine ayrı katkı sağlayarak sisteme destek veriyor.

*Koç, öğrencinin kendini tanımasına, potansiyelinin farkına varmasına, onun geleceğine ilişkin hedeflerini ortaya koyabilmesine fırsat sağlıyor ve bu hedef doğrultusunda en doğru çalışma stratejilerini öğreterek ve uygulatarak, doğru adımlar atması konusunda ona yol arkadaşlığı yapıyor.

*KOÇ; velinin öğrenciyi daha iyi tanımasını sağlıyor, jenerasyon farklılıkları doğrultusunda veliye bilgiler vererek çocuğun ruhsal ve bedensel gelişimi ile ilgili aktarımlar yapıyor, velinin çocuğu ile iletişiminin daha iyi olmasına katkıda bulunuyor.

*KOÇ; öğretmenlere de gencin kişilik özellikleri, çalışma tarzı, öğrenme yöntemleri gibi konularda destek vererek, çocuğun daha başarılı olmasını sağlıyor. Sonuç olarak öğretmenin ve okulun akademik başarısına da katkı sağlamış oluyor.

Ders Çalışma Alışkanlığı Nasıl Kazanılır?

Koç ile çalışmaya başladıktan sonra hedeflerini netleştiren genç, o hedeflerine ulaşmak için bilinçli bir şekilde ders çalışmaya başlıyor. Dersi neden öğrenmesi gerekli, onun hayatına katkısı ne olacak, hedefine giden yolda hangi basamakları kolaylıkla geçmesine destek olacak bunun farkına varıyor.

Ders çalışmak için ya da mecbur olduğu için değil, kendi geleceğine katkı sağladığının farkına vardığı için ders çalışmaya başlıyor. Bu durum çocuk üzerinde gerçek bir motivasyon oluşturuyor.

Belirlenen hedef SMART hedef dediğimiz gerçekçi, ölçülebilir, zamanı belli olan, ulaşılabilir bir hedef olarak belirlendiğinde çocuk yapabileceği hedefe daha kolay odaklanıyor. ‘’Bugün

500 soru çöz’’ diye bir hedef koyduğumuzda çocuğun gözü korkup hiç başlamazken, bugün 50 soru ile başlayalım. 1 saat içinde 50 soru çöz ve bunu değerlendirelim denildiğinde çocuk hem yapabileceğine inanıyor hem saat verildiği için ertelemeden hemen konuya odaklanıyor, hem de sonucunu görerek başarının tadını çıkartabiliyor.

Tamamlanmış olan çalışma %100 başarılı olmasa da çocuğa ders

çalıştıkça öğreneceği, öğrendikçe başaracağı ve daha iyi puanlar alarak hedefine daha da yaklaşacağı anlatıldığında, çocuk için çalışma azmi artıyor. Atılan her adımın, yapılan her çalışmanın amacına hizmet ettiği ve başarıya götürdüğünün farkına vararak ilerliyor.

Çalışmaya odaklanan çocuk, artık kendisi bir plan dahilinde çalışmak istediğini, nasıl bir düzenleme yapması gerektiğini sorgulamaya başlıyor. Bu durumda koç, öğrenciye uygun bir zaman planlaması konusunda ona destek oluyor ve birlikte bir çalışma planı hazırlanıyor ve öğrencinin bu plana uygun davranması konusunda ondan söz alınıyor.

Böylece ‘’bir türlü derse başlayamıyorum, devamlı erteliyorum’’ diyen öğrenci belirli bir disiplin elde edip o programa uymaya başlıyor. Hedefine giden yolda bu programa uyması gerektiğini bildiği için programa uyamadığı zaman onu telafi etmek için bir sonraki gün daha fazla çalışarak eksiğini tamamlıyor.

Programa uyamama sebeplerinin farkına varıyor. Ders çalışmasını engelleyen faktörleri ortadan kaldırmaya çalışıyor. Oda düzeni bunlardan birisi. Odası çok karışık olan çocuklar öncelikle masalarını boşaltarak sadece çalışacağı ders materyallerini masada bırakıp ona odaklanmayı öğreniyor.

Ayrıca odada küçük hatırlayıcılar koymaları onlara destek oluyor. ‘’Bugünkü sorumluluklarını yerine getirdiğin için seni kutluyorum’’, ‘’hedefine biraz daha yaklaştın, tebrikler’’ gibi küçük notlar onları yolda tutup, motive ediyor.

Tabii en önemli etkenlerden biri de çocuğun ders çalıştığı ortamın onun için uygun olması. Çocuğun sessiz bir ortamda ya da kendisine uygun bir müziğin eşliğinde çalışacağı bir odasının olması çok önemli. Küçük kardeşinin onun çalışmasına engel olması, evde çok kalabalık ve gürültülü bir ortamın bulunması, aile fertlerinin tartışması çocuğu engelleyen diğer faktörlerdir.

Yine ders çalışmalarına engel olan faktörlerden birisi de tabii ki sosyal medya… burada da sınıf arkadaşları ile belli günlerde zorlayıcı hedefler (challenge) koyarak ‘’ben bugün 250 soru çözdüm ya sen?’’ gibi motive edici olarak kullanılan sosyal medya onlara destek oluyor. Bunun dışında mümkün olduğu kadar uzak kalmanın daha doğru olduğu ya da sadece belli saatlerde cep telefonunu eline alma alışkanlığı edinmenin kendisine de arkadaş çevresine de fayda yaratacağı hatırlatarak, sosyal medya için de belirli bir zaman planlaması yapılması faydalı olabiliyor. Hatta gençler birbirleri ile bir saat belirleyip o saatte online ya da yüz yüze buluşup hem sosyalleşebiliyor hem de çalıştıkları ders konularını zaman zaman paylaşarak birbirlerine de katkı sağlayabiliyor.

Peki doğru ders nasıl çalışılır?

Her öğrencinin ders çalışma yöntemi birbirinden farklıdır. Önemli olan kendisi için en doğru yöntemi bulabilmesidir.

Bazı öğrenciler görsel, bazıları işitsel, bazıları ise dokunsaldır. Bu doğrultuda her çocuğun masa başında oturması ve çalışması beklenemez. Bazı çocuk öğrendiklerini tekrarlarken yazmak, zihin haritalarına oturtmak, özetlemek ister ve onu görsel hafızasına yükler… bazı çocuklar ise yüksek sesle okuyarak, kendisi de ayna karşısında anlatarak, anlattığını duyarak hafızasına alır…

Yine zaman planlaması yaparken de dikkat edilmesi gereken konu, öğrencinin ne kadar süre odaklanabildiği ve bu süreyi ne kadar etkin kullanabildiğidir.

Kinestetik (dokunsal) çocuklar daha hareketli olup, çok uzun süre masa başında oturamazlar, onlar daha çok odanın içinde dolaşarak ders çalışır, hatta yaşayarak yaparak, deneyimleyerek öğrenirler… bu çocuklar için zaman planlaması yaparken daha sık aralıklar oluşturulmalıdır. Pomodoro tekniği ders çalışırken uygulanan en bilinen tekniktir.

Okullarda da 40 dakika ders, 10 dakika teneffüs yapılır. Pomodoro bu sürenin en idealinin 25 dakika çalışma, 5 dakika mola olması gerektiğini söyler. 4 kez bu çalışmalar tekrarlandıktan sonra daha uzun bir molanın verilmesi tavsiye edilir.

Ayrıca koçla çalışırken öğrenci, doğru ders çalışma yöntemlerini, hafıza tekniklerini, test çözme tekniklerini, sınav stresi ile başa çıkma yöntemleri gibi birçok konuda da kendini geliştirebilir.

En can alıcı teknik KAIZEN tekniğidir. Bu teknikte bir kişinin her gün sadece bir dakika bir şeyler yapmaya çalışması fikri yatıyor. Tek yapmanız gereken yaptığınız işten keyif alarak çalışmak. Keyif almanız önemli çünkü bu sizin bu uygulamayı sonraki günlerde de devam ettirmenizi sağlıyor… çok kısa süreli de olsa bir şeyleri başarmanın mutluluğunu yaşayarak beyninize bu durumu aktarıyorsunuz, bu tatmin olma duygusu sizi daha da çok çalışmanız için motive ediyor.

Her gün bir önceki güne göre sadece %1’lik bir ilave çalışma bir yılın sonunda hayatımıza %37,78 etki ediyor. Bunun kümülatif faydasını fark ettiğimizde bu kadar küçük bir çaba ile bile, çok büyük bir başarı elde edebileceğimiz bilinci doğuyor ve istek/motivasyon artarak öğrenciye YAPABİLİRİM duygusunu veriyor.

Her gün bir önceki güne göre sadece %1’lik bir ilave çalışma bir yılın sonunda hayatımıza %37,78 etki ediyor. Bunun kümülatif faydasını fark ettiğimizde bu kadar küçük bir çaba ile bile, çok büyük bir başarı elde edebileceğimiz bilinci doğuyor ve istek/motivasyon artarak öğrenciye YAPABİLİRİM duygusunu veriyor.

Böylece bilinçli olarak bir çalışma ortamı yaratan, nasıl çalışması gerektiğini bilen ve küçük çaba ile başarıları elde edebildiğini gören öğrenci kendiliğinden çalışma alışkanlığını kazanmış ve hedefine yaklaşmış oluyor.

Sizi başarılı hedeflere götürecek alışkanlıklar elde etmeniz dileğiyle…

Sevgiler…

Yonca Türker

MYK Belgeli Profesyonel Koç



0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir