Psikoloji ve Koçluk

Admin tarafından tarihinde yayınlandı

“Koçluk kişilere farkındalık kazandırmanın yollarını aramaktadır.”

Nurhayat Kayar

Profesyonel Koç

İnsanoğlu doğumundan itibaren gerek aile içinde gerekse çevrede hep bir rehberle yolculuk yapmıştır. Önce anneyle başlayan yolculuk sonrasında etraftaki diğer kişilerle devam etmiştir. Sonra ise okula başlayan kişi öğretmenin rehberliğinden faydalanmak istemiştir.

Aslında burada asıl amaç insanın kendini tanımak istemesidir. Ancak bunu ilk önce bilinçsiz bir şekilde yapan insanoğlu sonrasında ise koçluk ve psikoloji biliminin doğması ile daha bilinçli olmaya başlamıştır. İlk önce doğanın rehberliğini alan insanoğlu ilk çağlardan bu yana kutsal kitaplar aracılığıyla Tanrı’nın rehberliğini edinmiş ve her zaman bir rehber edinme ihtiyacı içinde olmuştur.

Hal böyle iken son zamanlarda ortaya çıkan yaşam koçluğu tartışmaları üzerine bu yazıyı kaleme almak farklı bir bakış açısı için gerekli olmuştur. Aslında insanların benlik tartışmaları kişileri bir rehber edinmek ve rehberlerden öneri almak noktasından kendi kararını kendi verme noktasına taşımıştır. Bu noktada ortaya çıkan koçluk ise kişilere bu anlamda farkındalık kazandırmanın yollarını aramaktadır.

Koçluk ile ilgili tartışmalar yaşam koçları ve diğer koçlar için biz ne yapıyoruz? sorusunu bir kez daha gündeme almak açısından faydalı olacaktır. Çünkü koçlar olarak yaptığımız işi bir kez daha sorgulamak yeni beyin fırtınalarına, yeni egzersizlere yol olacaktır.

Günümüz insan psikolojisi teknoloji odaklı çağda bir nevi doğal ve yapay arasında kendine yer bulmaya çalışmaktadır. Psikoloji bir bilim olarak yaklaşık iki yüzyıllık bir geçmişe sahip ve insan düşünce, duygu ve davranış ekseninde genellikle duygudan davranışa giderek düşünceyi devre dışı bırakmıştır çoğu zaman. Çünkü insan kendi homeostasisini takip ederken düşünmeyi bilmediğinden direk hisleriyle karar verme eğiliminde olmuştur. İşte bu noktada ortaya çıkan alanlardan biri de koçluk çalışmalarıdır. Çünkü duygudan davranışa geçerken insanın yaptığı hatalar kendisini düşünmeye itmiş ve buradan psikoloji bilimi doğmuştur. Düşünmeyi devreye alan insan ise bu yaklaşımı ile daha net ve doğru kararlar almayı öğrenmeye başlamıştır. Aslında koçluk psikoloji den önce doğmuş bir alandır diyebiliriz. İnsanlar bu alanda birbirine rehber olmaya başladığında daha sonra psikoloji bilimi oluşmaya başlamıştır. Çünkü her insanın bir şekilde kendini bulmaya ihtiyacı vardır. Bu yolculuk aslında kişiyi duyuya bağımlı davranıştan çıkarıp mantığa davet ederek kişiyi boşluğa düşmekten kurtarır. Çünkü duyuların yarattığı boşlukları dolduran daima insanın hatalarıdır. İnsan bu hataları düzeltmek için kendisini mantığa davet etmelidir. Zaten burada psikoloji ya da koçluğun yaptığı şey insanı kendi mantığına davet etmektir. Ancak koçlukta öneri ve yönlendirme yapılmamaktadır.

“Koçluk insanları öneri alma noktasından kendi kararını kendi verme noktasına taşımıştır.”

Eğer insan psikolojisi yeterince anlaşılmak istenirse aslında bir insanın başvuracağı yer yine kendisidir. İşte bu noktada kişiyi kendi mantığına çağıran psikolojiye koçluk yardımcı bir alan oluşturur. Çünkü koçlukta aslında insanı kendi mantığına davet eder. İnsanların karar verme mekanizmaları konusunda kişiye yardımcı olmaya çalışan koçlukta insanlar daha net kararlar alabilir. Kendilerine koçluk yapabilirler. Burada gerek yaşam koçluğu gerekse diğer koçluklar güçlü sorularla insanların kendi kendilerine çözebilecekleri sorunların üstesinden gelmelerine yardımcı olur. Ancak bazı durumlarda kişi kendi kendine çözemeyeceği soru ve sorunlarda farklı alanlara psikoloji ya da psikiyatriye ihtiyaç duyar.

Yani koçluk kişinin öncelikle kendi kendine yardım etmesini sağlamasıdır. Durum böyleyken, yaşam koçları üzerinden yapılan tartışmalar aslında konuyu tam olarak bilmeyen insanların düşünceyi devre dışı bırakıp ilkel duyularla karar vererek olayı dedikodu mecrasına taşımaktan öteye gitmeyecektir.

“Aslında pek çok koç insanlara kendi kendine koç olmayı öğretmektedir.”

Aslında her zaman birbirimizin katkısına ihtiyaç duyduğumuz açıktır. Ancak insanlar aslında çeşitli yollarla gerek eğitimlerle gerekse kendi düşünce sistemini kullanarak da kendine koçluk yapabilir. Baktığımız zaman pek çok koç insanlara kendine koç olmayı öğretmektedir. Bu konu belki de yaşam koçluğu konusunda yapılan kısır tartışmaları ortadan kaldırmaya yetecek düzeydedir. Bunun için bilimsel makaleleri okumak, gerek koçların gerekse psikolog ve psikiyatrların yazılarını takip etmek çoğu zaman yeterli olacaktır. Eğer biz olaya doğru yerden bakıp doğru değerlendirmeler yaparsak sanıyorum herkes açısından daha dinamik bir alan yaratabiliriz. Bu açıdan bakıldığında bu dinamik alan kısır tartışmalar yerine birbirimizden yararlandığımız bir alanı yaratır. Yani tartışmaları daha diyalektik

düzeyde tez antitez mantığıyla tartışırsak kısır tartışmalar yerine daha ileri düzeyde fikir üretme aşamasına taşıyabiliriz. Elbette her alanda olduğu gibi koçluk ya da psikolojiyi ya da psikiyatriyi olumsuz olaylarla kullanan insanlar çıkacaktır. Ancak biz koçların aslında kişilere kendi kendilerine koçluk yapabilecekleri durumlara sürüklemek gibi görevlerimiz var.

Biz bu dinamik alanı yaratmaya çalıştığımız sürece bu kısır tartışmalar kendiliğinden sönecektir. Öyleyse gücümüzü daha iyiyi yaratmak ve kişilerin kendilerine bakmalarına olanak tanıyarak kazanırsak konu hakkındaki eleştiriler de dönüp dolaşıp iyiye katkı sunmaya başlar. Eğer birbirimize katkı yapma noktası kaçınılmaz bir olaysa koçlukta bu alanda kendini geliştirerek devam edecektir.

Nurhayat Kayar

Yazar, Profesyonel Koç



0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir