Performans İçin Koçluk
Sir John Whitmore
Kitap İncelemesi
Performans için Koçluk, tüm dünyada koçlar, liderler, yetenek yöneticileri ve profesyoneller için eksiksiz bir kaynak. Koçluk sektörünün öncüsü John Withmore bu kitabında insanların içlerindeki en iyiyi çıkarmalarını sağlamanın neden üretkenlik, büyüme ve bağlılığın anahtarı olduğunu açıklıyor.
John Whitmore Kimdir?
Koçluk mesleğinin ilk öncülerinden birisi olarak kabul edilen John Whitmore, aynı zamanda 1960’lı yılların tanınmış bir araba yarışçısı olarak da bilinmektedir. 1961’de BMC Mini Minor ile İngiliz Sedan Araç Şampiyonası’nı kazanan Whitmore, 1963’te Mini Cooper ile girdiği şampiyonayı ikincilikle bitirdi. 1965’te Ford Lotus Cortina aracı ile Avrupa Binek Araç Şampiyonası’nı kazanırken 1965’te yine aynı şampiyonada yarışının 8’ini sınıfında birincilikle bitirdi.
Motor sporları dünyasından ayrıldıktan sonra, Whitmore, Transpersonel Psychology‘nin (Benöetesi Pisikoloji) irade, niyet veya sorumluluk ilkelerine olan vurgusuna ilgi duymaya başladı. Öğrendiklerini ve becerilerini önce spor dünyasına, sonra da iş dünyasına uygulamaya devam ederken Harvard Üniversitesi Tenis Takımının kaptanı Timothy Gallwey ile birlikte çalışmaya başladı. Gallwey’in “The Inner Game of Tennis” kitabı o dönemde bir milyondan fazla satış yapmıştı.
John Whitmore 1979’da, Gallwey tarafından eğitilen koçlardan oluşan küçük bir ekiple İngiltere’de Inner Game‘i kurdu. Başlangıçta tenis oyuncularına ve golfçülere koçluk yaparlarken kısa süre sonra liderlerin ve kuruluşların yöneticileri de bu eğitimlerden yararlanmaya başladı. Bu dönemde “Performans Koçluğu” terimini de ortaya atan Whitmore, modern koçluk hareketinin de doğuşunun ilk adımlarını atıyordu.
Koçluk mesleğindeki ünü ve etkisi giderek artan Whitmore, 1992’de Avrupa Mentorluk ve Koçluk Konseyi‘nin (EMCC) kurucuları arasında yer aldı. 2013 yılına gelindiğinde ise Uluslararası Koçluk Birliği (IAC) tarafından Yaşam Boyu Başarı Ödülüne layık görüldü.
Performan için Koçluk Kitabı
John Whitmore “Performans İçin Koçluk” kitabını ilk kez 1992 yılında yayınlandı, o zamandan beri kitap 20 den fazla dile çevrilerek bir milyondan fazla satış elde etti ve koçluk mesleğinin başucu kitaplarından biri olarak kabul gördü.
Koçluğu kısaca fark ettirmek, sorumluluk aldırmak ve yapacağına inandırmaktır şeklinde tanımlayan John Whitmore, koçluğun çok fazla pratik yaptırmayı gerektiren bir yetenek, hatta sanat olduğunu ifade ediyor.
Kitabın ilk bölümünde koçluğun temel ilkelerine değinen Whitmore, sonraki bölümlerde koçluk uygulamaları ve liderlerin koçluk yoluyla performansı nasıl artırabilecekleri üzerinde duruyor. Son bölümde ise Benötesi Koçluk kavramı ile hayattaki anlam arayışını sorguluyor ve koçuk mesleğine gönül verenlerin manevi ve tolumsal sorumluluklarına dikkat leriçekiyor.
Koçluğun Temel İlkeleri
John Whitmore koçluğu, insanların kendi performanslarını azamiye çıkarmaları için potansiyellerini serbest bırakmalarıdır şeklinde tanımlıyor. İnsanların içlerindeki gerçek performanslarını ortaya çıkarmalarındaki en büyük engel ise yine kendi içlerinden gelmektedir. Gallwey bunu “Bir insanın kendi aklının içindeki rakibi, filenin diğer tarafındakinden daha zordur” sözleri ile ifade ediyor.
Whitmore’a göre bir koçun yaptığı işin etkili olabilmesi için öncelikle insanın içindeki potansiyele inanması gerekmektedir. Bu bakımdan Whitmore, koçluğu başarılı bir şekilde uygulayabilmek için insanların uyuyan yeteneklerine ilişkin olağandan daha iyimser bir bakış açısı benimsememiz gerektiğini ifade ediyor. Whitmore’a göre “Koçlar insanları geçmiş performansları açısından değil gelecekteki potansiyelleri açısından değerlendirmelidir… Yöneticiler öncelikle çalışanlarının potansiyellerime inanmalıdır. Çalışanların performansları yöneticilerin inançlarını yansıtır.”
Diğer taraftan insanların birçoğu kendi potansiyellerinin farkında değildir. Peki insanlar içlerindeki gizli potansiyelin varlığına neden inanmazlar? Whitmore bu soruya, (1) Başarısızlık korkusu, (2) Özgüven eksikliği, (3) Kendinden şüphe etme ve (4) Kendine inanmama şeklinde özetliyor. İşte bu noktada koçlar devreye giriyor ve koçun temel görevi burada ortaya çıkıyor. Whitmore birkoçun temel görevlerini üç başlık altında topluyor.
(1) Farkındalık yaratmak,
(2) Sorumluluk oluşturmak ve
(3) Kendine inanmayı sağlamak.
John Whitmore başarısızlık ve güvensizliğin birbirini besleyen iki olumsuz olgu olduğunu işaret ederek bunu “Hiçbir şey başarı kadar başarılı olamaz. Başarı özgüveni getirir. Özgüven başarıyı sürdürür.” sözleri ile dile getiriyor.
Farkındalık ve sorumluluk yaratmayı iyi koçluğun iki esası olarak gören Whitmore, bu iki esası da odaklanmış dikkat, konsantrasyon ve netliğe bağlamaktadır. “Ben sadece farkında olduğum şeyi kontrol edebilirim. Farkında olmadığım şey ise beni kontrol eder. Farkındalık beni güçlendirir.” sözleri ile buna vurgu yapıyor.
Whitmore bu aşamada farkındalık ve öz-farkındalık arasındaki farka dikkat çekiyor. Ona göre farkındalık, çevrenizde olan biteni anlamak ve bilmek iken, öz-farkındalık yaşadığınız şeyi fark etmek, bir başka ifadeyle yaşadığımız duyguları üçüncü göz ile görebilmektir.
Kısmen karanlıkta kalan şeyleri onun bilincine taşımak amacıyla koçun daha derinlemesine sorular sorması gerekir. Whitmore’a göre paradoksal olarak, koçun koçluk alan kişinin kaçınıyor gibi göründüğü her türlü hususa odaklanması da değerli olabilir. Keşfedilen bu caddeye koçluk alan kişinin güvenini ve sorumluluğunu kırmadan girmek gerekir. Koç o alanda giderek daha fazla farkındalık oluşturmaya çalıştıkça, duygu onarılır ve kusur teknik bir tavsiyeye gerek kalmadan doğal olarak kendiliğinden düzelir. Farkındalığın sağaltıcı özellikleri çoktur.
Soru Sormanın Sırası
Koçlukta soru sormak kendiliğinden gelişen bir süreç olmalıdır. Önceden zihinsel olarak hazırlanmış sorular, sohbetin akışını bozabilir, bununla birlikte sorular belirli bir gelişim çizgisinde ilerlemelidir. John Whitmore soru sıralamasını GROW adını verdiği dört aşamada ele almakta.
G (Goal): Hedef
Koçluk seansında koçluk alan kişinin ne için koçluk aldığını bilmesi gerekir. Bazen insanlar ne için koçluk aldığını bile bilmeyebilir. Koç soracağı sorularla bu farkındalığı oluşturur. Burada amacın belirlenmesi ve analiz edilmesi önem arz etmektedir. Daha açık ifadeyle hayali kurulan şeyin, nihai amacın ve performans amaçlarının birbirinden ayrılması gerekmektedir. Bu bakımdan İyi bir amacın, SMART, PURE ve CLEAR olması gerekir. John Whitmore bu formülün açılımını şu şekilde yapıyor.
R (Reality): Gerçek
Gerçeklik burada mevcut durumun analiz edilerek nesnel bir şekilde ortaya konmasını ifade ediyor. Gerçeği ortaya koymanın en önemli kriteri ise nesnelliktir. Bir çok insan olayları ve olguları objektif bir şekilde ele aldığını düşünür, ne var ki bu durum çoğu zaman yanıltıcı olabilmektedir. Danışanda bu farkındalık ve sorumluluğu oluşturabilecek bir koçun öncelikle kendisinin sabırlı, özgür ruhlu, destekleyici, ilgili, iyi dinleyici, sezgileri kuvvetli, farkındalığı ve öz-farkındalığı yüksek, dikkatli ve unutmayan bir kişiliğe
sahip olması gerekir. İyi bir koçun bu temel kişilik özelliklerine sahip olmasının yanı sıra ayrıca kaliteli sorular sorabilme becerisine de sahip olması gerekmektedir. Bu beceri de çokça pratik yapmayla geliştirilebilecek bir özelliktir.
Genelde insanlar karşı taraftan bir bilgi edinmek için soru sorarlar. Whitmore’a göre “Ancak eğer ben bir koçsam, yanıtlar ikincil derecede önemlidir. Burada bilgi kendi kullanımım için değil, koçluk alan kişinin gerekli bilgiye ve farkındalığa sahip olup olmadığını öğrenmek içindir.”
Koçluk alan kişinin verdiği yanıtlar sıklıkla koça sonraki sorularla izleyeceği yolu gösterir. Sorulan sorular ise kapalı değil açık uçlu sorular olmalıdır. Koçlukta kapalı sorular sormak insanları düşünmekten alıkoyar, ucu açık sorular ise insanların kendileri adına düşünmelerine yol açar. Sorular geniş kapsamda başlamalı ve ayrıntıya giderek daha fazla odaklanmalıdır. Daha fazla ayrıntı talebi, koçluk alan kişinin odak noktasını ve ilgisini kaybetmemesini sağlar. Koçluk alan kişinin ilgisini devam ettirmek ve önemli olabilecek, genellikler
Nesnelliğimiz çoğu zaman önceden benimsemiş olduğumuz duygu, düşünce ve inançlarımız tarafından çarpıtılmakta ve sabote edilebilmektedir. Farkındalık konuları gerçekte olduğu gibi algılamayı ifade ederken öz-farkındalık kişinin kendi gerçeklik algısını çarpıtan iç faktörlerin farkına varabilmesini ifade eder.
O (Options): Seçenekler
Önünde hangi seçenekler var?
Hiçbir engelin olmasa ne yapardın?
Onun yerinde olsan ne yapardın?
Gelecekte olsan ne yapardın?
O zamana geri gitsen ne yapardın?
Bu tür sorular koçluk alan kişinin seçenekler üzerinde düşünmesini sağlar. Seçenekler aşamasında önemli olan doğru seçeneği bulmak değil olabildiğince çok seçenek üzerinde kafa yormaktır. Whitmore’a göre bütün seçenekleri bir arada görmek beyni tetikler ve farklı açılardan bakabilmemizi sağlar. Yaratıcı salgılarımızın akmasını sağlar.
Seçeneklerimizi kısıtlayan önemli faktörlerin başında önceden kabullendiğimiz varsayımlarımız gelir ve tüm bu varsayımlar olumsuzluk içerir. Bu mümkün değil, çok maliyetli, asla kabul etmezler, zamanımız yok, rakip bunu düşünmüştür gibi ön kabulleri yıkan ve yeniden düşünmemizi sağlayan soru ise “Peki ya…” sorusudur. Peki ya mümkün olsaydı ne olurdu? Peki ya çok maliyetli olmasaydı? Peki ya kabul etselerdi neler olurdu?
W (Will): Eylemler
Bu aşama seçeneklerin seçilmesini ve buna göre aksiyon alınmasını öngören bir aşamadır:
Ne yapacaksın?
Ne yapabilirsin?
Ne yapmayı düşünüyorsun?
Seçenekler üzerinden karar verildikten sonra sıra bu seçeneğin ayrıntılarını netleştirmeye gelir. Koç bu aşamada sorularına şaşırtıcı bir şekilde uygun bir tonda sertlik katabilir. Bu sertlik kişideki kararlılığı tetikler.
Bunu ne zaman yapacaksın?
Peki bu eylem senin amacını karşılar mı?
Yolda hangi engellerle karşılaşabilirsin? Bunu kimin bilmesi gerekiyor?
Bunun için desteğe ihtiyacın olur mu?
Sana kim destek olacak?
Bu desteği nasıl ne zaman alacaksın?
Bu tür sorular performans hedefini daha net hale getirecektir.
Koçluk Uygulaması
John Whitmore kitabının bu bölümünde motivasyon ve performans üzerinde duruyor. Whitmore’a göre performans kişinin beklenen işlevleri yerine getirmesi değil beklenenin ötesine geçmesidir.
Performans ve motivasyonu birbirinden ayrılmaz parçalar olarak gören Whitmore, performans, öğrenme ve zevk almayı birbirinin içine girmiş olgular olarak görmektedir.
Bir şeyi yapabilmek için onu nasıl yapmamız gerektiğini bilmek zorunda değiliz diyen Whitmore sporda, işte, okulda yaygın olarak kullandığımızı yanlış bir öğretme metodunu işaret ediyor. Ona göre problemin özü eğiticilerin, öğretmenlerin ve yöneticilerin kısa vadeli ve sonuç odaklı düşünce sistemlerinden kaynaklanıyor. Whitmore doğal öğrenme döngümüzün nasıl geliştiğini şu şekilde dört aşamada ele alıyor:
- Bilinçsiz yetersizlik: Düşük performans, farklılaşma ya da anlama yok.
- Bilinçli yetersizlik: Düşük performans, kusurların ve zayıf alanların kabul edilmesi.
- Bilinçli yeterlilik: İyileşen performans, bilinçli ve kısmen zoraki çaba.
- Bilinçsiz yetersizlik: Doğal, entegre, otomatik daha yüksek performans.
Motivasyonun Sırrı
Geleneksel yönetim usulünde havuç ve sopa en etkili iki motivasyon aracı görülürken öz-değer bilinci gibi dahili motive ediciler günümüzde giderek daha çok önem kazanıyor.
Whitmore bu durumu Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi ile birlikte ele alıyor. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki yiyecek, su, barınma ve güvenlik ihtiyaçları modern toplumlarda önemli ölçüde karşılandığı için ait olma ve başkalarından saygı görme ihtiyaçları içsel motivasyonun oluşmasında önemli bir yere sahip olmaktadır. Bu duygusal ihtiyaçlar aynı zamanda başkalarına bağımlı olmayı da gerektirir. Kişi bu aşamada kendini ispatlamaya çalışacaktır.
Özsaygı ve kendini gerçekleştirme aşamalarında ise kişi artık kendisini kendisi de dahil olmak üzere kimseye ispatlamak zorunda değildir, o artık kendisini gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmekte olan kişidir. Bu iki ihtiyacın peşinde koşan insan bu ihtyaçlarını başkalarına bağımlı olmadan gerçekleştirme peşindedir. Kendini gerçekleşitrme ihtiyacı içinde olanlar yaşamlarındaki anlam ve amacın farkında olan insanlardır.
Modern toplumlarda temel ihtiyaçlara büyük oranda karşılandığı için iç motivasyon araçları artık daha etkili rol oynamaktadır.
Benötesi Koçluk
John Whitmore kitabının son bölümde Benötesi Koçluk kavramı ile tanıştırıyor bizleri. Koçların bütünlükçü bir etik anlayışla toplumsal ve manevi sorumluluklarının olduğu işaret eden Whitmore, koçluğu hızlı para kazanma aracı olarak gören kovboyların büyük ölçüde başarısız olduklarını, çünkü böyle bir motivasyonla mesleğin talep ettiği bütünlük standartlarını yakalayamadıklarını kaydediyor. Yazımızı Johns Witmore’un kitaptaki son sözleri ile tamamlayalım.
“Koçluğun sunduğu her şeye her yerde, her kurumda, her kuruluşta, her okulda ve her toplumsal yapıda ihtiyaç duyuluyor. Koçlar yeni bir sosyal düzenin doğumundaki ebelerdir ve bu yeni sosyal düzende bütün insanlar için şefkat ve bütün doğamıza ve tek evimiz olan gezegenimize ilgi gösterme temel temadır. Hangi zorluk daha fazla ödüllendirici olabilir ki?
Bu genç ve toy koçluk sektörü için devasa bir düzen gibi görülebilir ama bunu büyük bir tevazu ile söylüyorum. Biz koçlar yeni düzenin prensiplerini temsil ediyoruz ve hayatlarına ve gelecek için umutlarına el uzatacak dünya olaylarının büyüklüğü karşısında daha fazla endişelenecek ve kafası karışacak insanlara koçluk yapmak, yol göstermek, onları desteklemek ve iyileştirmek için yeterince donanımlıyız. Sorumluluğumuzu üstlenmeli ve başkalarına da aynısını yapmaları için yardım etmeliyiz; bütün yanıtlara sahip değiliz ama başkalarının kendi yanıtlarını bulmalarına yardım edebiliriz.”
Servet Sağlam
Koru Coaching Magazine, 2023 Nisan sayısında yayınlanmıştır.