Esen Kalın

Admin tarafından tarihinde yayınlandı

Selma Çalışkan

Her sabaha şükür ile uyansak, içten, derinden bir dua ile, iyi niyetlerle başlasak huzurla güvenle, gülümseyerek “Merhaba” desek her yeni doğan güne, nasıl hissederdik kendimizi?

“Esen kalın” dedi üstat salondan ayrılırken. Ne kadar dostane , ne kadar manidar bir temenni. Akıl, beden, ruh sağlığımızı kapsayan bir dilek cümlesi. Sıcak, samimi, derinden.

Peki ne kadar üzerimize alıyoruz, ne kadar önemsiyoruz esen kalabilmeyi? Mesela yediklerimizin, içtiklerimizin bünyemize uygun olup olmadığının hesabını kaç kere yapıyoruz? Ya da doğru nefes alıp almadığımızı kaç kere test ediyoruz? Bedenimizi hoyratça kullanırken, zihnimizi negatif düşüncelerle yıpratırken, kalbimizin sesini kulak ardı ederken, yorulan ruhumuzun feryadını duyabiliyor muyuz?

Sahi, biz gerçekten esen kalabiliyor muyuz? Biz kendimizi afiyette kalacak kadar önemsiyor muyuz? Hangi anlamları yüklüyoruz da kulak ardı ediyoruz bu ulvi dileği? Sağlığımızı bedensel sorunlardan ibaret sayıp hastane yollarını tutmaktan, kutu kutu ilaçları bedenimize aktarmaktan başka neler yapıyoruz? Ya da şöyle soralım bütünsel sağlığımızı korumak için neler katıyoruz hayatımıza, ya da neler yapabiliriz zihinsel, bedensel, ruhsal sağlığımızı dengede tutabilmek için?

Hepimizin amacı mutlu, huzurlu, sağlıklı, zinde kalmak değil mi ?

Evet

Bunun için konfor alanımızdan birazcık çıkıp kendimize yönelmemiz gerekmiyor mu ?

Mesela güne limonlu ılık su ile başlasak neler olurdu bedenimizde? Veya günde 10 dakikamızı nefes egzersizlerine ayırarak hayat enerjisini doya doya içimize çeksek neler değişirdi zihnimizde? Ya da sessiz bir köşede meditasyon halinde zihnimizi susturarak, kalbimize odaklansak, nasıl bir reaksiyon olurdu ruhumuzda? Bedenimizdeki semptomları fark edebilsek, negatif benliklerimizin sesini duyabilsek ve farkındalığımızla onları iyiye, güzele, pozitife dönüştürebilsek nasıl kapılar açılırdı önümüzde?

Her sabaha şükür ile uyansak, içten, derinden bir dua ile, iyi niyetlerle başlasak huzurla güvenle, gülümseyerek “Merhaba” desek her yeni doğan güne, nasıl hissederdik kendimizi?

Doğa yürüyüşleri yaparak ruhumuzla, bedenimizin dansına zihnimizle eşlik etsek, doya doya içimize çeksek yaşamı “Seni seviyorum hayat” diye bağırsak avazımız çıktığı kadar. Sağlıksız yiyeceklerden kurtulmuş beden ile, kirli düşüncelerden arınmış zihin ile, koşulsuz sevgiye açılmış kalp ile, huzura ermiş bir ruh ile haykırsak dünyaya “Ben varım” diye, nasıl bir ömür geçirirdik dersiniz?

Bunlardan birini bile düzenli bir şekilde hayatımıza alsak, neler değişirdi ki hayatımızda?

Yeter ki isteyelim, hemen, şimdi karar verelim. Sağlıklı, sıhhatli, afiyette bir hayata “merhaba ” diyelim.

Haydi bugün başlayalım. Modern söylemi ile “wellbeing” sürecini başlatalım. İlk adımı atıp, büyük dönüşümlere yelken açalım.

“Esen kalın” efendim.

SELMA ÇALIŞKAN

Yaşam Koçu, Kişisel Gelişim Uzmanı

@kuazaryasam