Koçluğa Dair…

Admin tarafından tarihinde yayınlandı

Özlem Aktaş

Eğitimci, ICF Onaylı Profesyonel Koç

Zamanın birinde bilge bir çoban bi şehrin girişinde, yardımcısıyla birlikte koyunlarını otlatıyormuş. Şehre gelip yerleşmek isteyen biri bilge çobana yaklaşarak :

-Ben bu şehre yerleşmek istiyorum, bana ne önerirsiniz diye sormuş.

Bilge çoban:

-Bulundugun şehri neden terkediyorsun, diye sormuş, yolcuya.

Yolcu:

-Benim geldiğim yerde herkes yalancı, düzenbaz, ikiyüzlü ve sahtekar.. o yüzden ayrılmak istiyorum oradan.

Bilge çoban:

-Bu şehrin insanları da yalancı, düzenbaz, ikiyüzlü ve sahtekardir deyince adam şehre yerleşmekten vazgeçmiş ve gerisin geriye dönüp gitmiş.

Aradan bir hafta zaman geçmiş, bilge çoban ve yardımcısı koyunlarını otlatırken yolculardan biri gelip yine:

-Ben bu şehre yerleşmek istiyorum bana ne önerirsiniz, diye sormuş.

Bilge çoban:

-Bulunduğun şehri neden terkediyorsun diye sormuş, bu adama da.

Yolcu:

-Aslında bulunduğum şehirde ki insanlar çok samimi, içten ve dürüsttür; hepsiyle de bağım çok iyi yalnız işlerim dolayısıyla yer değiştirmem gerekiyor, deyince :

-Bu şehrin insanları da çok samimi, içten ve dürüsttür; burası tam sana göre, buraya yerleşebilirsin demiş, bilge çoban.

Tüm bunlara şahit olan bilge çobanın yardımcısı:

-Efendim, bir hafta içinde yolculara iki farklı cevap verdiniz, bu şehir değişmediğine göre bunun sırrı nedir?

Bilge çoban:

-Ben aslında onlara yaşayacaklarını söyledim, kişi nasıl bakarsa onu görür, ona göre yaşar.


Algımız nasılsa tüm dünyayı ve yaşamı öyle görüyor, öyle yorumluyoruz. Dolayısıyla bu bizim çevremizle, yaşamla daha da önemlisi kendimizle olan ilişkimizi belirliyor. İlişkilerimizde yaşadığımız çatışmalar ise algılarımız, bakış açımız ve anlamlandırmalarimizdan ileri geliyor. Tüm bu çatışmaları bitirmenin yolu ise algılarımızı, bakış açımızı ve anlamlandırmalarımızı derinlemesine görerek, doğru zemine oturtmaktan geçiyor. İşte bu noktada insanı ve ilişkileri doğru anlamak ve bütünsel ele almak gerekiyor ki koçluk tam da bunu yapıyor.

Koçluk feneri dışarıya tutmaktan ziyade kendi içimize tutmamızi sağlayan çok güçlü bir farkındalık aracıdır.

“Ben kimim, ne istiyorum, benim için önemli olan ne, duygularim ne, benim için hayatın anlamı ne?” sorularıyla kendimizi anlamaya, tanımaya, dönüştürmeye ve değiştirmeye başladığımızda, bizim dışımızdaki gerçekliğin de dönüşmeye, değişmeye, baskalaşmaya başladığını görüyoruz.Dolayısıyla koçluk kişinin kendi dünyasına yaptığı derin düzeyde bir yolculuk ; iç dengeyi kurduktan, kendini tanıdıktan, güçlü yönlerini kullanarak potansiyelini açığa çıkardıktan sonra kişiyi hedefine taşıyan çok güçlü bir araçtır. Hayatımızda şu âna kadar ki bakış açısını bir pencere olarak değerlendirecek olursak koçlukla birlikte artık pencerenin renginin, şeklinin dış dünyayı bize nasıl gösterdiğini fark ediyoruz, yani herkesin farklı pencerelere dolayısıyla algılara sahip olduğunu görüyoruz. Kendi anlamımızı keşfetmeye başladığımızda geçmiş yaşantıların karmaşasından, zihinsel-bedensel-duygusal yüklerden özgürleşerek, odağımizi âna çevirerek, ânı yaşayarak, ânda kalarak tüm içsel enerji ve potansiyelimizle , moral ve motivasyonumuzla hedeflerimize doğru emin adımlarla ilerleyerek, daha anlamlı ve tatminkar bir hayat yaşamaya başlıyoruz.

Özlem Aktaş

Eğitimci, ICF Onaylı Profesyonel Koç



0 yorum

Bir yanıt yazın

Avatar placeholder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir